6 Ocak 2014 Pazartesi

LAZERLERİN TARİHÇESİ VE GELİŞİMİ

‘Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation’’ kelimelerinin ilk harflerinden oluşturulan LASER terimi dilimize LAZER olarak girmiştir
Radyasyonun uyarılmış emisyonu ile ışığın güçlendirilmesi’ anlamına gelmektedir. Lazer ışığı, aktive olmuş doğal gazların, elementlerin, moleküllerin ve çeşitli kristallerin etkileşimi ile yüksek yoğunlukta, paralel hareket eden, aynı dalga boyundaki elektromanyetik radyasyondan oluşan ışıktır
Günümüzde kullanılan lazer sistemlerinin temeli Einstein’ın 1917’de ortaya attığı stimüle edilmiş radyasyon yayılımı (stimulated emission of radiation) teorisine dayanmaktadır. Bu teoriye dayanarak 1950’lerde Schawlow ve Townes MASER’i (microwave amplification by stimulated emission of radiation) ortaya attılar. Bu aygıt yoğunlaştırılmış mikrodalga demetleri oluşturuyordu. 1957 ‘de aynı araştırıcılar daha kısa dalga boylu olan görünür ışığı kullanarak LASER’i (light amplification by stimulated emission of radiation ) oluşturdular. Takip eden 4-5 yılda lazer konusundaki araştırmalar hızla ilerledi ve 1961’de Java ve ark. helyum-neon lazeri, Johnson; neomydium:yttrium-aluminum-garnet (Nd-YAG) lazeri geliştirdiler. Argon lazer 1962’de Bennet tarafından geliştirilirken , 1964’te Pate ve ark. CO2  lazeri geliştirdiler. İlerleyen yıllarla hızla tıpta kullanım alanı bulan lazerlere pigment ya da boya lazerleri (dye lasers), q-switched (nanosaniye boyunca kesintili akım) lazerler, erbium-YAG lazerleri gibi farklı kullanım alanları olan lazerler günlük tıbbi pratiğe katıldılar. Lazer ışını tıpta ilk kez 1962 yılında dermatolog Goldman tarafından kullanılmıştır. 1963 yılında ise oftalmolojistler kullanmaya başlamıştır. 1979 yılında Horch, ilk kez kemik kesisinde frez yerine lazeri kullanmıştır. 1988’de Paghdiwala erbiyum, ytrium, alüminy um, garnet(Er:YAG) lazer dalga  boyunu diş sert dokularda kullanılacak dalga boylarını test etmişti

LAZERLER HAKKINDA GENEL BİLGİ

    Lazer ışınları homojen ve yoğun bir ışık enerjisi şeklidir. Bu nedenle lazer ışınları görünen ışık gibi yayılmazlar, tek yönde doğrusal ilerlerler. Monokromatiktirler ve elektromanyetik spektrumda sadece tek bir bandı işgal ederler.Lazer ışınının dalga boyunu ortamdaki madde belirler. Buna göre farklı maddelerden farklı dalga boylarında lazer ışınları elde etmek mümkündürBu maddeler bir ark lambası ya da doğrudan elektrik ile uyarılabilirler. Oluşan ışınlar çeşitli fiberoptik aygıtlarla yakalanabilir, yansıtılıp odaklanabilir ve istenilen tek noktada yoğunlaştırılabilir.
    Lazer ışınlarının istenen dokudan geçip hedeflenen dokuda soğurulması istenen bir etkidir. Lazer ışınlarıyla ilgili araştırmaların en yoğunlaştığı alan hedef dokularca seçici olarak soğurulmasıdır. Bu hedef yapılar kromofor olarak bilinir. Derideki primer kromoforlar hemoglobin, melanin ve sudur. Kromoforlar dövmelerde olduğu gibi eksojen kaynaklı da olabilirler.

2 Ocak 2014 Perşembe

Dermapen, Kalemle Gelen Güzellik

Dermapen  ile dikey olarak cilde birden fazla iğne ile micro kanallar açılır.90 derecelik iğneleme sayesinde çok daha az epidermal hasar oluştuğundan müşteri için çok daha güvenlidir.Dermapen otomatik ve titreşimli iğneleme sayesinde ağrı oluşumunu azaltırken, ürünlerin emilimini arttırarak tedavi etkinliğini arttırır. Dermapen  ile kombine uygulamalar imkanı sayesinde ablatif olmayan, örneğin Fraksiyonel Lazer Tedavisi, IPL ve Kimyasal Peeling gibi tedavilerden daha efektif sonuçlara ulaşabiliriz.Dermapen  uygulamalarının diğer bir yararıda diğer cihaz uygulamalarıyla mukayese edilemeyecek maliyet avantajıdır.
Tam da bu noktada etkinliği defalarca ispatlanmış akupunktur tedavilerinde kullanılan iğneler insanlar için umut olmuştur. Ciltte kontrollü bir biçimde tahribat yaratma prensibine dayanılarak üretilen Dermapen tedavi sistemi Amerika’da son zamanların en iyi cilt gençleştirme sistemi seçildi. Bu tarz cilt problemlerinde ‘Mezoterapi’ denilen, cilt yüzeyine ilaç enjekte etme sistemi uzmanlar tarafından yaygın olarak kullanılmakta. Dermapen sistemi tüm cilt tedavisi ilaçları, vitaminleri ve prp ile kombine olarak kullanılabilmekte. Kullanılan ilaç, vitamin ve kendi kanımızdan elde edilerek uygulanan prp işlemin de de tamamının cilt tarafından emilmesini sağlayan Dermapen sistemi bu özelliği sayesinde kullanılan bütün solüsyonların etkinliğini maksimuma çıkarıyor ve bu özellikleriyle son derece cazip.
Akupunktur iğneleri kullanılarak geliştirilen Dermapen tedavi sistemi artık Türkiye’de de kullanılmakta. Dermapen tedavisi günümüzün en önemli cilt problemlerinden olan sivilce izleri, gözenekler, cilt yenileme, güneş lekelenmeleri, göz çevresi problemleri de dâhil olmak üzere birçok cilt probleminde kullanabileceğimiz bir sistem.

Herhangi bir yan etki riski olmayan bu uygulama çok kısa süre içinde sonuçlarını göstermekte. Dermapen’de bulunan kılcal küçük iğneler yukarı aşağı hareket ederek cildin 1 cm karelik alanında 1000 mikro delik açar. Bununla birlikte cilt problemine göre kullanılan ürünler hızla dermapen ile birlikte açılan kanallardan emilmesi sağlanır.
Açılan mikro kanalların derinliği de ayarlanabilir olduğu için yan etki riski yoktur. Kişinin sosyal hayatını etkilemez. Ciltte kolajen üretiminde artış, bununla birlikte ciltte parlaklık ve sıkılaşma ilk olumlu etkileridir diyebiliriz.Genellikle kanamasız olan bu tedavi sistemi, Türkiye’de de sıkça tercih edilecek gibi görünüyor.  Tabi sistem, farklı cilt problemlerinde farklı tedavi protokolleri gerektirebilir.Cilt problemlerine göre  2 ile 6 Dermapen seansı ile istenilen sonuçlar gözlenebilmekte.  6 ayda bir tekrarlanan Dermapen seansları, kırışıklık tedavisinde daha kalıcı sonuçlar elde etmemizi sağlayabilir. Gençleşmek için başvurabileceğiniz yöntemlere bir yenisi daha katıldı. Değmesinler gençliğimize, güzelliğimize.

Hangi Yaşta Hangi Estetik Uygulanmalı?

30'lu yaşlarda estetik 
30’lu yaşlarda sonradan iyice yerleşecek ve giderilmesi oldukça güç olacak ince kırışıklıklar veya çizgiler için kök hücre, dolgu ve botoks uygulamaları tercih ediliyor.

40'lı yaşlarda estetik 
40’lı yaşlarda derinin elastikiyeti iyidir ancak metabolizma istenmeyen yağ dokularını eritmede eskisi kadar hızlı ve etkili çalışmayacağından lazer lipoliz düşünülebilir. Lazer ile yüz ve boyun gençleştirme bu dönemlerde sık uygulanan işlemler arasında. Dolgu ve botoks uygulamaları da bu yaşlarda da tercih edilmeli.

50'lı yaşlarda estetik 
50’li yaşlarda ise lazer lipoliz ve lazer ile yüz germe operasyonları tercih edilebilir. Bu yaşlarda el sırtı, dekolte, yüz için uygulanan lazer biyostimulasyon işlemleri, kök hücreden zengin yağ dokusu ile kaybedilen cilt altı dokularının yerine konulması gibi müdahaleler gerçekleştirilebilir.